Üst Düzey Yönetici Belgesi
Siyaset Bilimi Siyaset Bilimi Hakkında Herşey!İncele
Modelistlik Kursu

Klasik Dönem Siyasi Düşüncesi

Klasik Dönem Siyasi Düşüncesi Nedir?

ÖZET

Osmanlı devletinin kuruluş, yükselme, duraklama, gerileme ve dağılma dönemlerinde çeşitli siyasal düşünceler hâkim olmuştur. Bu düşünceler o günün şartlarına bağlı olarak farklılıklar göstermiştir. Osmanlı devletinin kuruluşundan, dağılma dönemine kadar değişmeyen tek düşünce, devlet anlayışında İslam devlet gelenekleridir. Klasik dönem Osmanlı siyasi düşüncesinin temelinde adalet yatar. Tanzimat Siyasal düşüncesi ise daha çok batı düşüncesi hakim olmuştur. Bu bağlamda yazımızda klasik dönem siyasi düşüncesi ve Tanzimat dönemi siyasal düşünceleri arasında farkları ve siyasal düşüncelerin neden değişikliğe uğradığını incelemeye çalışacağız.

Anahtar kelimeler: klasik dönem, tanzimat dönemi, siyasal düşünce

1. Klasik Dönem Siyasi Düşüncesi

Bu dönemde daha çok İslam devlet geleneği hâkim olmuştur. Bu dönemde, Osmanlı devletinin kuruluşunda siyasi düşünce olarak Selçuklu siyasi görüşü ve İslam Devlet geleneğinden etkilenmiştir. Devlet yönetimi için Selçuklu dönemindeki devlet şekli örnek alınarak Osmanlı devlet anlayışı üç temel esastan oluşmuştur. Bu üç temel esas şu şekildedir; 1. Devlet-i Ebed Müddet (Devletin sonsuza kadar yaşatılması) 2. Nizam-ı Âlem (Dünya düzeninin sağlanması adalet ve barışın sağlanması) 3. Kanun-ı Kadim (Kamu hukuk kurallarının üstünlüğü, büyük kanunlar) dir. Ayrıca, Osmanlı Devleti Klasik Siyasi düşüncesinin merkezinde Adalet duygusu yatar. Devletin varlığının devam ettirilebilmesi için Adalet vazgeçilmez bir olgu olarak görülmüştür. Bunu dönemin siyaset bilginlerinden biri olan Kınalızade Ali Efendi (1510-1572) Adalet Dairesi’ni şu şekilde ifade etmiştir:

  1. Adldir mucib-i salâh-ı cihan (Adâlettir dünya düzen ve kurtuluşunu sağlayan)
  2. Cihan bir bağdır dîvarı devlet ( Dünya bir bahçedir, duvarı devlet)
  3. Devletin nâzımı şeriattır (Devletin nizamını kuran Allah kanunudur)
  4. Şeriate olamaz hiç hâris illa mülk (Allah kanunu ancak saltanat ile  korunur).
  5. Mülk zabt eylemez illa leşker (Saltanat -devlet-, ancak ordu ile zaptedilir)
  6. Leşkeri cem’ idemez illa mal (Ordu, ancak mal ile ayakta kalır)
  7. Malı cem’ eyleyen raiyyettir (Malı toplayan halktır)
  8. Raiyyeti kul ider padişah-ı aleme adl (Halkı idare altına ancak Cihan Padişahı’ nın adâleti alır.) 1

Devleti toplumun temel öznesi olarak konumlayan, halkı bir siyasi aktör olarak görmeyen ve devlete çeşitli görevler yükleyen Klasik dönemde yönetim felsefesinin temelinde adalet yatar. Bunun aksi düşünülemez. Kınalızâde’ nin Ahlâk-ı Alâî’ sinde: Adalet dünyanın kurtuluşunu sağlar; dünya, duvarı devlet olan bir bağdır; devleti düzenleyen şeriattır; hükümdar olmadan şeriat korunamaz; askersiz hükümdar duruma hakim olamaz; mal olmadan hükümdar asker toplayamaz; malı toplayacak olan halktır; halkı padişaha kul eden ise adalettir. Daha özet versiyonlarından hareketle adalet dairesinin birbirine bağlı temel kavramlarını şöyle ifade etmek gerekir: Mülk [devlet, egemenlik, hükümdarlık]-Asker – Hazine – Reâyâ-Adalet.

Bu bağlamda, iktidar ile adâlet arasında karşılıklı bir bağımlılık mevcuttu ve iktidarın keyfî bir şekilde kullanılması gayrı meşru addedilirdi.2 Kınalızade’ nin bu  yorumuyla Klasik Dönem devlet yönetiminde Adalet, Devlet, Şeriat, Mülk, Ordu ve Mala vurgu yapmıştır. Adalet dairesinde sayılanlardan birinin eksik olması durumunda devletin işleyişinde sorunların olacağı açıktır. Osmanlı devleti klasik dönem siyasi düşüncesinde bu teori benimsenmiştir. Ancak Osmanlı devleti bu teoriyi benimsemesine rağmen bu teori içerisinde “ordu ve mal” halkası gelişen ve değişen dünya düzenine tam olarak ayak uyduramadığından dolayı zayıflamıştır. 17.yüzyıldan sonra yaşanan ekonomik sıkıntılar ve Orduda yapısal sorunlar halkanın zayıflamasına ve yeni arayışlar içerisine girmesine neden olmuştur. Bu arayışlar sonucunda batı düşünceleri egemen olmaya başlayarak Modern Osmanlı Siyasal düşüncesi hakim olmaya başlamıştır. Aşağıda bunu Tanzimat Dönemi Siyasal Düşüncesinde açıklamaya çalışacağız.

  1. 1 Harun Han Şirvani, İslam’da Siyasî Düşünce ve İdâre, Çev. Kemal Kuşçu, İrfan Yay., İstanbul 1965, s.
  2. 2 Bkz.H. İnalcık, “State and Ideology under Sultan Süleyman I”, The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire-Essays on Economy and Society, Bloomington 1993, s.71.

2. Tanzimat Dönemi Siyasal Düşüncesi

Tanzimat döneminde siyasal düşünce klasik dönemine göre farklılıklar yaşanmıştır. Fransız İhtilali ile birlikte Avrupa’ da ulus devlet anlayışı belirginleşmesiyle birlikte bu akıma Osmanlı devletini de etkilemiştir.  Bu dönemde Osmanlı Devletinin batı ülkeleri karşısında askeri, siyasi ve ekonomik anlamda sorunların baş göstermesiyle birlikte birtakım çözüm üretme mecburiyeti içerisine girmiştir. Hızla gelişen batıya direnmek için bazı reformların yapılması kaçınılmaz olmuştur. Geleneksel devlet anlayışı Osmanlı devletinin gelişiminde engeller teşkil etmekteydi. Batı hızla gelişiyor, Osmanlı devletinin gelirleri azalıyor, Osmanlı devleti siyasi, askeri ve ekonomisinde ve devlet yapısının hantal yapısıyla gerileme hızla sürüyor ve bu sorunlara çözüm aranması gerekiyordu.

Ancak, Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminde yaşanan askeri ve siyasi mağlubiyetler ve ekonomik krizler Osmanlı reformcularının ekonomi ve diğer problemler göz ardı edilerek sadece askeri alanda reformlarla ilgilenmelerine sebep olmuş ve bu durum onların toplumun diğer alanlarıyla ilgili reform yapma düşüncesi geliştirmelerine engel olmuştur. Bu dönemde çözüm olarak öncelikle askeri ve bürokratik reformlar yapılır. Amaç devleti modernize ederek tekrar güçlü kılmaktır. Sonra da Anayasal reformlar. Buradaki amaç da anayasal hakları genişleterek dağılmayı önlemektir. Bu modernize çabası sırasında birçok Avrupalı düşünce Osmanlı entelektüel-bürokratını etkilemiştir. Özellikle modern siyasi kurum ve kavramlar ile bunların faydaları tartışmaya açılmış; bu da zamanla değişim düşüncesini getirmiştir.  Klasik dönem bozulma durumunda hep eskiden elde edilmiş düzene geri dönmeyi salık verirken; modern dönem (Avrupa’yı esas alarak) ileriye/yeniye yönelmiştir.

3. Klasik Dönem ve Tanzimat Dönemi Siyasi Düşüncesi Arasında Farklılıklar

Osmanlı Devletinin klasik dönem siyasi düşüncesi ile Tanzimat dönemi siyasi düşüncesi arasındaki siyasal düşünce farklılıkları en fazla askeri alanda görülmektedir. Modern dönem (Tanzimat dönemi) siyasi düşüncesi Avrupa’ dan etkilenmiş ve yeni düşünceler geliştirmiştir. Önce Tanzimat döneminin klasik dönemle arasındaki benzerliğini söyleyeyim. Modern Osmanlı düşüncesi de devleti neredeyse tek siyasi aktör olarak görür. Bir tür klasik dönem siyasi ve toplumsal yapısını ihya amacı güder. Çünkü 19. yüzyıl Osmanlı Devleti merkez kaç güçler üzerindeki etkisini kaybetmek üzeredir (Ayrılıkçı hareketler vs.) Tanzimat dönemi, Türk siyasi, idari, ekonomi ve sosyal hayatın bütünüyle değişimi hedefleyen ve yeni bir yapılanmayı hedef alır.

Ümit USLU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILARIMIZ;