Üst Düzey Yönetici Belgesi
Siyaset Bilimi Siyaset Bilimi Hakkında Herşey!İncele
Modelistlik Kursu

Başkanlık Sistemi Nedir?

Başkanlık Sisteminin Özellikleri

Başkanlık sisteminde devlet başkanı hem yürütme (Türkiye’ deki durum: bakanlar kurulu-başbakan) organının başı hem de devlet başkanı (Türkiye’ deki durum:  cumhurbaşkanı) olan başkanın, sabit (kesin süre) bir süre için halk tarafından seçildiği ve yasama organının başkanı düşüremediği, başkanın da yasama organını feshedemediği bir sistem olarak tanımlanmaktadır.

Başkanlık Sistemi Nedir?

Başkanlık Sistemi Nedir?

Başkanlık Sistemini Uygulayan Ülkeler

Başkanlık sistemini ilk kez Amerika Birleşik Devletleri (ABD) uygulamış ve günümüze kadar devam ettirmiştir. ABD dışında bankalık sistemini uygulayan bazı ülkeler ise şu şekildedir: Afganistan Afganistan Arjantin, Arjantin, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Belarus, Meksika, Güney Kore.

Başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayırt edebilmek için kabul görmüş özellikler şunlardır:

  • 1-Yürütme gücünün tek sahibi olan başkan halk tarafından seçilmektedir. Parlamenter sistemde halk sadece parlamentoyu seçer; hükümet ondan türer ve ona karşı sorumludur. Parlamenter sistemlerin çoğunda bu bağımlılık karşılıklıdır, yürütmenin de parlamentoyu feshetme ve erken seçime gitme imkânı vardır. Başkanlık sisteminde iki organ (parlamento ve başkan) bağımsız bir şekilde seçilir ve görevde kalmak için ötekinin kabulüne ihtiyaç duymaz.
  • 2-Yasama ve yürütme organlarının görev süreleri sabittir. Bu süre dolmadan azledilemez.
  • 3-Yasama ve yürütme organları birbirinin varlığına son verebilecek hukuki araçlara sahip değildirler. Önemli Not: Yürütme organı, yasama organını feshedemez ve yasama organı yürütme organını düşüremez.

Başkanlık Sistemi İle İlgili Görüşler

John Michael Carey, başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel özelliğin iki devlet organının göreve geliş ve görevde kalma şekli olduğunu vurgular. Parlamenter sistemde halk sadece parlamentoyu seçer; hükümet ondan türer ve ona karşı sorumludur. Parlamenter sistemlerin çoğunda bu bağımlılık karşılıklıdır, yürütmenin de parlamentoyu feshetme ve erken seçime gitme imkânı vardır. Başkanlık sisteminde iki organ (parlamento ve başkan) bağımsız bir şekilde seçilir ve görevde kalmak için ötekinin kabulüne ihtiyaç duymaz.

Juan Linz, Başkanlık sisteminin iki özelliğini öne çıkarır: Birincisi başkanın güçlü demokratik meşruiyet iddiası, ikincisi görev süresinin sabit olmasıdır. Linz başkanların güçlü meşruiyetlerinin yasama organının meşruiyetiyle denklik sağladığını belirterek, ikisinin karşı karşıya gelmesi durumunda sistemin çıkmaza girme ihtimaline dikkat çeker. Linz bu ihtimalin özellikle ABD’den farklı olarak parti disiplini olan ülkelerde yüksek olduğunu savunur. Aynı şekilde başkanın görev süresinin sabit olmasının siyasi sürecin esnekliğini yok ettiğini ve şartların gerektireceği değişikliğe imkân vermediğini belirtir.

FredW. Riggs, başkanlık sisteminin farklı bir yönüne değinerek bu sistemde devlet bürokrasisi üzerindeki kontrolün yasama ve yürütme arasında paylaşıldığına dikkat çeker. Riggs’e göre bu durum başkanın kendi atadığı bürokrasi üzerindeki kontrolünü zayıflatmakta, dolayısıyla modern devletin karmaşık işlerini yürütebilmesine sekte vurmaktadır.

Jose Antonio Cheibub, başkanlık sisteminin ayırt edici özelliklerini sadeleştirir, teke indirger: “Yasamanın yürütmenin görevine son verememesi.” Diğer bir deyişle yürütme organı var olmak için yasamanın desteğine muhtaç değilse bu sistem başkanlık sistemidir. Yasama hükümetin görevine son verebiliyorsa ya parlamenter ya da yarı-başkanlık sistemi vardır.

Başkanlık sisteminin ideal tipi ya da orijinal örneği, ABD hükümet sistemidir. Bu nedenle başkanlık sistemine özgü temel kurumlar da bu ülkede oluşmuş ve başka ülkelerde bunlar üzerinde birtakım değişiklikler yapılmıştır. Başkanın halk tarafından seçilmesi ve görevde kalmak için parlamento desteğine muhtaç olmaması sistemin ortak özellikleri olarak diğer ülkelerde de geçerli ilkelerdir.

Siyasi meşruiyet: Başkanlık sisteminde hem yürütmenin başı olan başkanın hem de yasama organının halk tarafından seçilmesi “çift meşruiyet” problemine yol açmakta ve iki güç arasındaki anlaşmazlıklarda hangisinin “eşitler arasında birinci sayılacağı” öngörülememektedir. Parlamenter sistemde yürütme parlamentodan bağımsız olmadığı için böyle bir problem, yalnızca tek kanatlı parlamentolarda söz konusu değildir. Çift kanatlı parlamentolarda ise iki kanatta rakip partilerin çoğunluğu söz konusu olduğunda çift meşruiyet problemi doğabilmektedir.

Diğer yazılarımızı okumak için: